Gece yavaş yavaş çöker,
Dipsiz kuytulara kadar,
Sonsuzluğu doldurup,
Her yeri boza bağlar.
Dağların, tepelerin, vadilerin,
Aydınlığı yeter gibi gözükür,
Ama onlarda gömülür,
Karanlığa.
Rastlarım,
Kırk yılda bir,
Doğan,
Mavi ay’ın gölgesine.
Görülemeyen nesnelerin ağırlığının,
Şekilllerinin,
Gerçekliğinin kalmadığı,
Bu gece.
O karanlığın gerçeğe tek benzer,
Ses olur.
Ses ya, bu karanlık içinde
Nefes alan,
Parıldayan,
Yaşayan tek şey olur.
İki kişi arasında,
İki duvar arasında.
Reklamlar